İşte 2.yazımla karşınızdayım..

Dedim ki bu yazı biraz bizi alıp götürsün 
Nereye mi? 

UNESCO tarafından yemekleri koruma altına alınmış lezzetlerin başkenti GAZİANTEP'E 

Allah'ım hepi topu iki günlük bir tatildi ama yediğimiz yemekler ve tatlılar bir ömür yetecek cinstendi.Eğer bir yere turist olarak gidiyorsanız ve burası yemekleriyle meşhur bir yerse tok karnına yemek yemeye hazır olmalısınız.
Antep'e ilk defa gittiğimiz için önceden hazırlık yaptık.Nerede hangi yemek yenir? Nereden ne alınır? Neresi gezilip görülmeli? ve daha bir sürü sorunun cevabını aradık.Doğru cevapları da bulduk sanırım:) O zaman başlayalım hadii :)
Antep'te uçaktan indiğimizde hava alanından şehir merkezine giden otobüslere bindik ve yaklaşık 30-35 dk içerisinde gideceğimiz yere vardık.Şehir merkezine geldikten sonra oradaki öğretmen evine yerleştik ve önceden yaptığımız listeye göre hemen kahvaltı yapmaya ORKİDE PASTANELERİ'ne gittik.Müthiş bir sofra karşılıyor sizi burada neredeyse kuş sütü eksik cinsten (Burada Antep katmerinin tadına mutlaka bakılmalı)
                               
                                 (Görselde masanın sadece bir kısmı görülmektedir.)
Kahvaltıdan sonra ise rotamız ZEUGMA MÜZESİ oldu.Müze şehir merkezinin biraz dışında kalıyor fakat taksiyle ulaşım mümkün. Zeugma Müzesi'nde, mozaiklerin sesli hikayelerini dinleyebileceğiniz Ipod'ları girişte edinebilirsiniz ve müzeye giriş ücreti de çok cüzi..

                        
                             
Müzeden çıktıktan sonra oraya yaklaşık 200 m uzaklıkta olan KÜŞLEMECİ HALİL USTA'ya gittik.Böyle çok şaşalı bir yer değil aksine çok salaş bir ortam ama çokta kalabalık..Küşleme denilince akla gelen ilk yer orasıymış.Bizde merak edip gidenlerden olduk ve yediğimiz küşlemeden sonra doğru karar olduğuna kanaat getirdik.(Masalarda çeşme suları var o derece salaş :))
Küşleme: Hayvanın (kuzu,koyun,vb...) ensesi diyebileceğimiz bölgeden çıkan ete verilen isim olmakla birlikte et sinir içermediği için yumuşak ve lezzetlidir.

Vaktimiz kısıtlı olduğu için ve her yeri görüp gezmek istediğimizden ötürü şehir merkezine gidip meşhur ELMACI bir diğer adı ALMACI PAZARI'nda kendimizi bulduk.Çeşit çeşit baharatların,kuru yemişlerin bulunduğu bir pazar..Rengarenk her yer:)


Buradan çıkıp BAKIRCILAR ÇARŞISI'na yöneldik.Kulağınıza tak tak tak diye sesler geliyorsa zaten doğru yerdesiniz demektir.Burada birbirinden farklı bakırları yani el emeği göz nurlarını görmek mümkün.Bitti mi pekii ? HAYIR


İMAM ÇAĞDAŞ'ta yemek ve tatlı yenilecek daha (yemek olarak Ali Nazik kebabı,Simit kebabı ve lahmacun,tatlı olarak ise havuç dilim ve baklava tabi ki )

                                     
                                   
Son olarak günümüzü meşhur TAHMİS KAHVESİ'nde menengiç kahvesi içerek bitirdik..


Tatilin 2.günü yani son gün:( Bugün son gün olduğu için sabah erken kalkıp direkt beyran içmeye METANET'e gittik yok böyle bir lezzet resmen şifa.İçeride oturacak yer yok ama vazgeçmeyin hemen boş bir masa için bekleyin pişman olmazsınız :)

İçilen beyrandan sonra ANTEP KALESİ'ne çıktık.Tüm Antep ayağınızın altında,manzara mükemmel Tarihi Antep Evleri'ne kuş bakışı bakmak mümkün.
Son olarak bir de KATMERCİ ZEKARİYA USTA'dan mutlaka katmer yemeden dönmeyin diyenleri dinleyerek rotamızı oraya çevirdik(katmerin yanında çay yerine sütü tercih etmelisiniz bence)

Vee alışveriş zamanıııı..Kutnu kumaşı(Antep yöresine ait bir kumaş türü),bakır eşyalar,üflemeli cam süsler,eşe dosta alınacak hediyelikler...Hepsini hallettikten sonra eşyalarımızı alıp doğruca bir taksiyle hava alanına gittik.:(
İstanbul'a döndüğümüzde üzerimizdeki etki hala devam ediyordu..Yemekte kebap bekliyorsun ya da kahvaltıda muhteşem katmerler...
NOT:Merak etmeyin tüm şehri yürüyerek gezdiğiniz için kilo almıyorsunuz :))
Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim..Bir diğer blogta görüşmek üzere Takipte kalın👋 :) :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar